Nerede doğduğunu bilmediğimiz Grigori Rasputin isimli bu arkadaşın çocukluk yılları daha çok Sibirya geçiyor. Mavi gözleri ve etkileyici mimikleri var. Daha küçük yaştan itibaren insanları etkilemeyi ve ilgi çekmeyi başaran bir yapısı mevcut. Hatta bir keresinde yaşı küçük olmasına rağmen babasının çiftliğinden çalınan bir atı kimin çaldığını kehanet yoluyla tahmin eder. Herkes (babası da dahil) Rasputin’e inanmamış olsa da sonradan hırsız kendisi gelip suçunu itiraf eder. Bu olaydan sonra ailesi ve bütün çevresi onun gerçekten doğaüstü güçlere sahip olduğunu düşünmeye başlamıştır.

Büyüdükten sonra ailesi tarafından Rusyanın başka bir bölgesine gönderilir ve burada manastırda eğitim almaya başlar. Fakat kehanetleri azalmadığı gibi artmaya da başlar. İlgileri yine üzerine çekmeyi başarır burada da. Öyle ki 1904 yılında Çar Romanov’un küçük oğlu Aleksi’nin hemofili olduğunu öğrenir ve çocuğu ancak kendisinin tedavi edebileceğini iddia eder. Yine bir vaazında 1. Dünya Savaşından ve yaklaşmakta olan Bolşevik devriminden bahseder. Tarih tabiiki de onun yanılmadığını bize gösterecektir. Artık saraya çok yakındır ve vaazlarında Aleksi’nin hastalığını kendisinin tedavi edebileceğini çariçe Aleksandrova’ya açıklar. Çariçe kendisini saraya çağırır ve böylelikle Petersburg ve Kremlin saraylarının kapıları Rasputin’e sonuna kadar açılmış olur.

Kısaca hayatından bahsettikten sonra Boney M. grubunun şarkısında daha çok geçen ve ölümünü (!) anlatan kısma gelmek istiyorum. Bu kısımdan sonra anlatılanlar bir miktar yoruma dayalı olmakla birlikte anlatılanlar arasında tam bir mutabakat yoktur.

Rasputin, Prens Yusufov tarafından bir davete çağrılır, fakat Prens, Rasputin’i kendisi ile özel bir konuda görüşmek bahanesiyle davetten önce evine daha bütün misafirler gelmeden ayrı getirtir. Durum oldukça gariptir, Rasputin’i bahçe tarafında bodrum katında bir odaya indirirler fakat ikramda kusur yoktur. Siyanürle hazırlanan kurabiyeler ve yine siyanürlü şarap sunulur Rasputin’e. Merakla Prens’in ne anlatacağını bekleyen Rasputin, kurabiyeleri afiyetle yer ve hatta şaraptan da birkaç kadeh içer. Bir türlü konuya girmeyen ve lafı geveleyen Prens, Rasputin’e hiçbir şey olmadığını görünce telaşa kapılır, müsaade ister ve komployu hazırladığı ve yine evde başka bir odada onu bekleyen İngiliz ajanından yardım ister. İngiliz ona bir silah verir ve sessizce bu işi bitirmesini söyler. Prens silahı alır, odaya gider ve iki el ateş eder, başından ve boynundan yaralanan Rasputin yere yığılır. Komplocu Prens bu işi bitirdiğini zannederek yukarı çıkar ve diğer işbirlikçileri aşağıya çağırır. Fakat iki metrelik bu dev Sibiryalıyı öldürmek o kadarda kolay değildir. Prens ve komplocular odaya girdiklerinde Rasputin ayaktadır, ölmemiştir. Rasputin kendisini bahçeye atar ve kaçmaya başlar. Fakat katiller peşine düşerler ve Rasputin bahçe duvarını aşacakken arkasından ateş ederler ve durdururlar. Artık bu tehlikeli adamı öldürdüklerini düşünürler ve cesedini neva nehrine atarlar. Ceset birkaç gün sonra nehirden çıkarılır, otopsi yapılır. Otopsi raporuna göre Rasputin kurşunlardan değil ciğerine dolan sudan, yani boğularak ölmüştür. Onu öldürmek hiçte kolay olmamıştır anlaşılan.

Burada bir parantez açmak istiyorum. Boğulan ve ciğerler patlayarak dışarı çıkan birinin sadece birkaç organının zarar görmüş olacağını düşünmek mantıksız. Hem cildi hem de diğer bütün hayati organları zarar görmüştür bu olaylar sonunda. Kendisini bulduklarını düşündükleri zaman teşhis etme konusunda emin olamamışlardır. Bu yüzden ben o anda dahi ölmediğini ve efsaneler aslını yaşatır kuralı gereğince hayatına bir süre daha devam ettiğini düşünüyorum. Kendisi aynı zamanda rasPUTİN ismine sahip olduğu ve Rusyanın en önde gelen şahsı ile isimleri benzediği için şarkıları son zamanlarda oldukça ön planda. Gerçi Putin başta oldu olalı bu şarkılar ön planda ama şu son 5–6 senedir bu şarkılar üzerinden Putin övmesine doyamadılar maalesef. Hatta “Rasputin — Funk Overload” adlı videoda Boney M. grubunun yapmış olduğu şarkıya bir animasyon ile farklı bir hava katmışlar. Ayrıca ilgili videonun içinde Putin ile ilgili bir bonus bölüm de mevcut. Hem eğlenceli hem de remix tarzı bir video olmuş. Bu kısa yazımız maalesef bitti.

Bu hikayeyi yazarken faydalandığım siteleri kaynakça gibi eklemek isterdim ama paralel evrende şu anda tam olarak 10 dk geçti ve benim daha önemli işlerim var. O yüzden sevgili (!) Putine bir selam çakıp aranızdan ayrılıyorum.

NOT: Bu yazı daha önce şahsi medium.com adresimde yayımlanmıştır. Kişisel portfolyo oluşturmak adına şahsi sitemde yeniden yayımlama ihtiyacı hissettim.